23 Mayıs 2011 Pazartesi

prensesin uykusu üzerine..



çağan ırmak bana göre "güzel" bir yönetmendir... öyle deli gibi hayranı değilim ama ne yapmış acaba bu sefer diye merak ederim.. prensesin uykusu filmini duyduğumda dedim ki sıra gişe filminde kesin kırıp geçirecek ortalığı.. ama öyle olmadı, çok popüler olmadı ya da popüler olduğu sıralarda ben başka bir şeylerle ilgileniyordum bilmiyorum.. geçen gün filmi izledim, bu gün de sağda solda ne yazılmış ne yorumlar yapılmış diye baktım.. düşünüyorum da sevinç erbulağın saçlarının modeli üzerinden film eleştirilir mi ya? bu mudur yani? cem yılmaz edasıyla sesleniyorum tüm bir film sektörü bunun için mi var ya?

çağan ırmak yapmış aman hadi eleştirelim hep kaka hep kaka diyelim.. ben öyle multi entelektüel, film kültürüne hakim biri değil, efendim nuri bilge ceylan'ı, zeki demirkubuzu, kubricki, bergmanı bilmem kimi hımlaya homlaya değil oflaya puflaya, ayıla bayıla izleyen ve /veya izlemeye çalışan çoğunlukla da öyle filmlerden korkup izlemeyi sürekli erteleyen bir insanım.. benim için güzel film ertesi gün de hala etkisinde olduğum, üzerinde düşündüğüm filmdir.. kim yapmış olursa olsun..

neyse ben daha fazla sinirlenmeden filme döneyim:) çağan ırmak'ın diğer filmlerinde de olduğu gibi hem gülüyor, eğleniyor hem de derinden hüzünleniyorsunuz izlerken.. karakterlerin ise gerçekçilikten ziyade karikatürize tipler olduğunu düşünüyorum.. zaten masal tadında ( yahut masalsı düşlerin oynaklığında:) bir anlatıma sahip olduğu için böyle tiplerin olması da sırıtmıyor.. ve o masal kahramanlarını da anlattığı masalı da seviyorsunuz.. anlatılan masal ise aziz'in (çağlar çorumlu) deyimiyle "tüm dünyadaki masalların aksine uyutmak için değil uyandırmak için"... uyuyan masum bir prenses var çünkü hikayenin odağında... aziz onun dilekleri için çırpınıyor ve etrafındakileri de buna ortak ediyor.. onun macerasını izlerken biz de farklı karakterler ve azizin kendisiyle tanışıyoruz...

aziz, ana kahramanımız ve aşırı derecede iyimser biri ( yahut optimize duygusuluğun kanatlarında bir insan:).. yer yer bu iyimserlik rahatsız edebilir ama ben ondaki garipliği fark ettiğim andan itibaren olduğu gibi kabul ettim onu.. siz de öyle yapın, zira bunda zorlanmayacağınıza eminim çünkü yapay bir pollyanna iyimserliği değil bu, karakterin doğasında var... belki hayata karşı inadına bir umut besleme isteğidir onunkisi kim bilir.. kendi yarattığı hayal dünyasında yaşamak, masallardan bir savunma mekanizması kurmak bizim kalın duvarlarımızdan ve katı gerçekliğimizden çok daha iyidir belki.. hayat öyle daha güzeldir.. ben azizi ve onun hayatı yaşayışını sevdim kısacası..

filme olumsuz eleştiri olarak da şunu söyleyebilirim ki keşke redd grubu filmin bir kahramanı olmasaydı da sadece müziklerini yapmakla kalsaydı..

keyifle, gülümseyerek izlenen hoş bir film olmuş.. son olarak filmin animasyon kısımlarının da çok iyi olduğunu söyleyerek susuyor, çağan ırmak bu işe de girsin diyerek noktayı koyuyorum.. iyi seyirler.. :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder