25 Ekim 2010 Pazartesi

seviş yolcu__ cemal süreya


Seviş Yolcu
1.
Gurbet yavrum garba düşmektir gurbet
Çiçeklerden gelincik içinde Bünyamin sevgisi

2.
Yürüdün gittin eski kurganlar üstünden kent kent
Kulağında ama bir çömleğin kırılma sesi

3.
Barış demiştir ve güvercin tıkmışlardır boğazına
Bu yüzden edep kuralı gözetmez Anadolu ermişi

4.
Bu yüzden kimi zaman zordur ayırmak
Üstünü başını yırtmış ağıtlardan şiiri

5.
Bir dostluk hastalığı senin şiirin
Sümbül diye genzine bastırırsın akrebi

6.
Öyle durur bir kıyının serüveninde ceset
Odan öyle sevinçsiz yüzün öyle serin ki

7.
Yine de bir elinle kapıyı aralarken
Öbür elindeki titreme dünyanın anadili

8.
Merkezefendi'nin gizli barınağından
Bu açık hava kahvesine getirdiğin ne ki

9.
Bir kentin ortasındasın boyuna saatini kuruyorsun
O durursa hayatın da duracak sanki

10.
Evler eski bir uygarlığın dingin lağımları
Sokaklarsa çatışıyor temizliyor birbirini

11.
Anımsar mısın toros ekspresinden inmiştiniz
Biletlerinizden ibaretti ikinizin de kimliği

12.
Bahçelerden geç parklardan köprülerden geç git
Aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti

13.
Seviş yolcu büyük sözler söyle ve hemen ayrıl
Uçurumlar birleştirir yüksek tepeleri

.

Cemal Süreya


2 Ekim 2010 Cumartesi

sergüzeşt-i festival-i sahaf..


ben öyle çok aktivite takip eden, onlara düzenli katılan, program yapan ve gerçekleştiren biri değilim.. eğer bir aktiviteye katılıyorsam bu mutlaka doğaçlama bir takım gelişmeler sonucu olmuştur..
4. beyoğlu sahaf festivaline katılımım da tam böyle oldu.. almak istediğimiz bir kitap için gitmiştik sahaflara, festivalin başlamısından bir gün önce gittiğimizden haberimiz yoktu tabi.. bir çok dükkan kapalıydı, bazılarında hummalı bir çalışma vardı.. anlam veremedik, üzerinde teoriler geliştirdik.. kitap dolu kolilerin vefat eden insanlardan geldiği, yayınevlerinden aşırıldığı ya da birinin yüklü bir bağış yaptığı gibi fikirler üzerine tartışmalara girdik arkadaşımla.. sahaf gezisinin sonunda bir sahaf teyze bize sahaf festivalinin yarın başladığını aradığımız kitabı orada bulabileceğimizi söyledi.. gizemli kitap kolilerinin esrarı da böylelikle çözülmüş oldu.. umutsuzlukla çıktık oradan belki festivale gidebilirdik.. aradan zaman geçti ben tam da festivalin bittiğini bir güzel aktiviteyi daha kaçırdığımı, bunun zaten hep başıma geldiğini düşünürken tarihinin uzatıldığını öğrendim ve aynı arkadaşımı kolundan tuttuğum gibi taksime götürdüm..
düşündüğümüzden çok daha büyüktü festival alanı.. bir sahaftan öbürüne koşuyor keşke daha paralı bir zamanımıza denk gelseydi diye hayıflanarak, kitaplara bakmaktan şaşı olma tehlikeleri atlatarak, neden bizim pikabımız yok ki diye dizlerimizi döverek ( beatles plaklarından arkama bakmadan kaçtım zira), ellerimiz kir, pas, genzimiz toz dolarak ama hepsinden de çok büyük bir keyif alarak hiç bir sahafı atlamamaya çalışarak gezdik tüm sahafları.. plaklar, eski fotoğraflar, bittabi kitaplar, dergiler, (okumakta güçlük çeksemde) osmanlıca kitaplar, eski gazeteler, afişler, posterler arasında geçirilen 2-3 saat gibisi var mı a dostlar.. ve gayet mutlu elimizde pahada hafif, yükte ve bilgide ağır kitap ve dergilerle oradan ayrıldık.. fiyatların oldukça uygun olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde:) zira daudet'in saphosunu 2 tl'ye görünce hoplayıp dans etmemek için kendimi zor tuttum.. toplumsal tarih, kitap-lık, sanat dünyamız dergilerinin eski sayıları, sapho, türk masalları kitapları benim sahaf festivali hasılatım.. bir sonraki seneye daha bol parayla daha karlı hasılatla katılmak ümidiyle..
son olarak sahaf festivali için yarın son gün, ısrarla katılınız:)