23 Temmuz 2010 Cuma

anton çehov - şaka

bugün en sevdiğim anton çehov öykülerinden biri olan "şaka" adlı öyküyü yazımıza konu edineceğiz sevgili okurlarım..ben sizin yerinizde olsam kaç kişisin ki diye sorardım gereksiz çoğul kullanımına karşıyım. bir cümlelik ciddiyetim de burda son bulmuş oldu. neyse benim okuduğum çeviri aşağıda verdiğim linkten daha farklıydı, başka bir versiyonunu da internetten bulamadım, yine de bir göz atmak isterseniz tıklatınız:

öykü bir tepede kızakla kaymak için orada bulunan iki genç arasında geçer.. kaymaktan korkan nadenka ısrarlara dayanamaz razı olur ve genç adam tepeden kayarlarken seni seviyorum nadya diye fısıldar.. rüzgar mı yoksa genç adam mı söylemiştir bu sözleri? bu nadenka için önemli bir o kadar da romantik bir gizemdir.. genç kadın korktuğu halde kaymak ister, o gün, o günün sonrasında.. ve her kayışlarında o gizemli sözleri duymaya devam eder.. genç adama sorup öğrenemediği soruları rüzgara sormak için tek başına da kaymaya gider, o yokken de duymuş mudur o aşk sözlerini bilinmez ama nadenka o sözleri kim söylerse söylesin duymak istemektir.. o sözleri aramaktadır, aşkı aramaktadır.. "hangi kaptan içtiği önemli değildir, önemli olan sarhoş olmak".
böyle tatlı bir arayış, bekleyiş ve gizemin öyküsü bu.. kim bilir belki o kızağa binip de rüzgarla karışık sevgi sözlerini siz de duysaydınız, o sözlerin peşine korku ve merakla siz de atılırdınız. nadenka hiç bir zaman emin olamıyor, ömrünün sonuna kadar o sözleri açıkça duymuyor, evlenip 3 çocuk sahibi olduğunda bile hala merak ediyor belki.. yazara göre nadenka o kışı ve o sözleri hiç unutmadı. ama aslında bu konu da genç adam için asla emin olamayacağı bir nokta bence:)
aşk sözlerinin uçuculuğu değil ama aşkı, sevdayı özlemenin, bir sevilme ihtiyacının, sevgi sözlerinin büyüleyici etkisinin basit ve gerçek anlatısını yüzümde tebessümle okudum. şakacı isimsiz kahramana da esef etmekten kendimi alamadım:)
düşünmeden de edemiyorum, acaba bu öykü 19. yüzyıl değil de 21. yüzyıla ait olsaydı nadenka nasıl bir tepki verirdi? ben olsam kesin sorardım ne diyosan açık konuş arkadaşım ne o öyle fısır fısır (of ama bozduk yine ciddiyeti). zamane kızları benden daha fazlasını da yapabilir, genç delikanlının akibeti çok daha farklı olabilirdi.. ama bu öykü kadar tatlı olmazdı herhalde.
neyse efendim ilk acemice yazılmış kısa öykünün kısa didiklemesi yazıma da burda son verirken iyi okumalar,esenlikler diliyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder